Nihayet istediğim kişiye dönüştüm.
Kendimi nasıl hissediyorum bilmiyorum ama... bu hissi hep bir kıvılcım gibi yakalıyordum. Bir anda parlayıp sönen bir ışık gibi. Göz yanılsaması mı, yoksa gerçek mi anlamam zordu. Günışığında kaybolan, gece beliren bir loşluk gibiydi.
Sanırım aşık oluyorum. Onu hem çok yakından tanıyorum, hem de daha yakından görmek istiyorum. Onu öyle güzel seveyim ki, benden hiç vazgeçemesin istiyorum. Onu hep gülümsetmek istiyorum. Çünkü gülümsediğinde yüzü aydınlanıyor. Yüz şekli çok hoşuma gidiyor. Bu çok nadiren karşılaştığım bir yüz şekli. Yani işte, onun gülümseyen yüzü. Gözleri kısılıyor, gözlerinin kenarları hafif kırışıyor. Elmacık kemikleri havalanıyor. O gülünce, yüzünün şekli değişiyor işte. Gerçekten. Bana öyle ışıl ışıl bakıyor ki, bunun benim hayatım olduğunu hatırlıyorum. Saçlarını öylece kendi haline bıraktığında bile çok güzel. Omuzlarını rahat bıraktığında, kaslarını gevşettiğinde... Hele konuştuğunda... Parlıyor.
Onu hep parlarken hissetmek istiyorum.
O benim.
Biliyor musun, ben hayatımın çok büyük bir kısmında, ergenliğimin bile öncesinde, hep aşkı diledim. Her gün. Evet, aklına gelecek her gün. Her günü say bakalım, işte o kadar gün diledim.
Ve nihayet, o aşkı kabul ediyorum.
Çok öfkelenirdim, çok kırılırdım biliyor musun? Kimseyi kıskanmazdım. Hiç kimseyi. Gerçekten. Kalbimde tek bir leke bile olmazdı ama kırılırdım işte. Neden ben değil diye düşünürdüm. Neden ben böyle hissedemedim diye düşünürdüm. Neden biri bana böyle bakmadı diye düşünürdüm. İstediğim tek şey, bir insandı... tek bir insan! diye düşünürdüm.
Her üzüldüğümde suçu buna atardım. Her yalnız kaldığımda bu ''suça'' sarılırdım. Kullandığım cümle hep aynıydı: Aşkı istiyorum!
Zamanla o kişiye dönüştüğümü fark ettim. O aşka. O insana. Onda istediğim her şeye sahibim biliyor musun? Çünkü beni tanısın istedim. Beni görsün istedim. Biri bana dikkatlice bakınca kaçan ben, en çok bunu istedim.
Nihayet dileğim kabul oldu. Bir kasım ayında.
Nihayet onu gördüğüm için mutluyum.
Nihayet beni gördüğüm için mutluyum.
Güzel bir ay dilerim.
bir şeyler dinlemek için tıklayabilirsiniz.
En güzel aşk bence kendini sevmek :)
YanıtlaSilToparlanmana sevindim :)
Demin de yazdım ama sildim :) Aslında kendime aşığım bence bayat bir cümle. İnsan tabi ki kendimi seviyorum diyebilmeli ama bunu gerçekten yapmak psikologların ve benzerlerinin dile getirdiklerinden çok daha karmaşık. Bunu dile getirmekle benimsemek aynı şeyler değil. İnsan kendisi üstünden diğerlerini ve aslında hayata bakışını deneyimliyor ve öğreniyor. Kendini sevemeyen biri ne sevgiyi kabul edebilir, ne de birini sevebilir. Böyle yazdığımda da dramatik oluyor ama gerçek bu. Ben gerçekçi olmaya inanırım. Bu nedenle de ne kendimi ne başkasını kandırmam. Her neyse. Az evvel de yazdım sildim belki bildirim gelmiştir. Toparlanacak bir şey yok. Bu birkaç olaylık bir şey değil. Bu hisler benim yıllarım, hayatım.
Silay oleeeey kasımda aşk başka imiş sahiden de :) mutluluk verici bir yazı bu :) böyle bir aşkı kaybetmemek de lazııım :)
YanıtlaSilEvet aslında kasımda aşk başkadır tantanası nedeniyle bu tip bir yazı yazmak istedim :)
SilŞiir gibi bir yazı olmuş. Kendini sevebilmek önemli tabii, bazen zor olsa da. :) Ben de güzel bir ay dilerim.
YanıtlaSilTeşekkür ederim :) Birini sevebilmek de güzel bir şey ve zor bir şey aslında. Aynı şekilde biri tarafından sevilmeyi kabul edebilmek de güzel ve zor. Gerçek bir sevgi ve aşkı kastediyorum bu arada. Yoksa herkes herkesi ''sever.'' Neyse yine bir şeyleri yargılamayacağım :) Diyeceğim o ki... Birileri gelir. Çok ciddiyim, istediğin özelliklere sahip birilerinin gelmesi bile kolay bir şey. Öte yandan, istediğin sevgi ve aşkın gelmesinin tek yolu kendini sevmek. Bunu öğrendim.
SilKendini sevmek. Karşısına tik koy. Bu yapıldı. Şimdi sıra aşık olmakta. Sevmek ve sevilmekte.
YanıtlaSilBen yorumunuzu gece görmüştüm ve anlık duygu salınımıyla içimi dökmüştüm :) Ya bunlar aslında bilinçaltı kodu. Ciddiyim her şey bundan ibaret. Bu konuda artık baya bilinçliyim malesef diyebilirim :) Hatta utanmasam ayrı bir yazı bile yazabilirim. Hayatına çektiğin kişi, yaşadığın ilişki, hatta istediğin gibi birinin gelmemesi... hepsi hepsi hepsi bilinçaltıyla ilgili. Tabi arka planda toplumda ''kader'' olarak geçen çeşitli ruh anlaşmaları da etkili oluyor ama genelde frekansına uygun kişiyi çekersin. Ben korktuğum için çekemedim. Ve genelde nasıl bir çevrede büyümüşse kişi, onunla bağlantılı ilişki yaşar. Sevgililik, evlilik... neyse artık. Veya yaşayamaz :) Psikoloji de açıklıyor bunu zaten ama bunun enerciii boyutu da var :) Genelde dalga geçerler, geçsinler bakalım. Bu nedenle içinde ne var bilmek önemli, kendi içinde. Zaten sen bilsen de, bilmesen de, bilmezden gelsen de içinde olanı yaşarsın. Kaçış yok :) Çoğu kişi bilmeden harala gürele yolunu buluyor ki sanki en sağlıklısı bu, çünkü akışta yaşıyorsun ama benim gibi tipler illa bilinçli müdahale edecekler hayatı kendilerine zindan edecekler işte böyle. Birisi de elbette gelir, önceki yorumumda da yazdım. Ama (ki bu da bilinçaltımdan ileri gelen bir fikirmiş size yazdığım yorumdan sonra aydım :), geç gelirse paniğim beni mahvetti. Yalnız hep de ''gelmek'' fiilini kullanmam müthiş :) Neyse yani çoğu kişi hayatta tek yol bu değil vs der. Ben de dışarıdan çaktırmam zaten, kendime odaklı bir yaşamım oldu bu yaşıma kadar. Da... :) Hayatta her şey ilişkiler üzerine kuruludur, her şey. Ben de aşk ilişkisine merak salmışım işte. Belki gerçekten sözleşmemde vardır. Azıcık ucundan çocukluk travmalarından da kaynaklı, psikolojik yani ama öte yandan içimde öyle derin bir istek taşıdım ki, bunun sadece psikolojik olduğuna da inanasım gelmiyor. Hatta beni mistisizme götüren bile bu isteğimdi. Yoksa ben katı biriyim, ne mistisizmi Allah aşkına :) Ama bu isteğe o kadar dayanamadım ve kendimi uzaylı gibi hissettim ki :), biraz ruhani şeylere merak saldım. Sonra da dünyadaki telaş ve beklentiler bana komik geldi. Karşılayamam da zaten. Ben sadece ortağımla birlikte deneyim elde etmek istiyorum. Her şeyi birlikte yapmak istiyorum. Aklı başında birisi gelsin de abudik gubidik işlerle zaman öldürmeyelim birbirimize ve hatta çevremize dahi iyi gelelim istiyorum. Olacağını da biliyorum. Sadece kendime güvenmeliyim. Ya neyse yine içimi döktüm :)
Silcadılar bayramın kutlu olsuuun :) sevgileri ve yorumları hor görmeyeliim hihihi :)
YanıtlaSilYaaa teşekkür ederim <3
SilBu arada değil yorumu, ben bu yazıyı da silmeyi düşünüyorum :) Çok saçma oldu neyse biraz dursun üzerimde nasıl bir etkisi olacak göreyim sonra kaldıracağım. Artık kişisel yazamadığımı fark ettim. Gerçi kimse için de bir anlamı yok da söyleyim dedim.
Sil