Aralık.


Bu sıralar bitki çayı içmeyi seviyorum. En çok da kokusundan dolayı. Bir şeyleri koklayarak yemeyi ve içmeyi ayrıca seviyorum. Mandalina yemeyi de en çok bu nedenle seviyor olabilirim. Kabuğunu soyarken yayılan koku, hatta ellerime sinen mandalina kokusu... Bunlar bana keyif veriyor. Önceki yıllarda salep içmeyi de çok severdim. Hatta favori kış içeceğim salepti. Yeni yıl zamanı dendi mi bile aklıma gelen üç şeyden biri saleptir. Sonra ne oldu bilmem, belki de şekerli bulduğumdan, pek içmemeye başladım. Ayın temasına uygun bir şeyler yapmak güzel. Bir şeyler içmek, yemek, okumak, izlemek... belki gezmek, konuşmak, düşünmek.

Her ay için o ayın temasına uygun bir şeyler okumak ve izlemek istiyorum ama sonra canım istemiyor. Örneğin ekim ayını cadılara ayırmak istemiştim ama ucundan kıyısından bir bakındım çekildim. Kasım ayını her yıl aşk temasına ayırasım gelir, bu sefer ne yalan söyleyim içimden de gelmedi aslında. Belki de bu nedenle romantik filmler vs izlemedim. Esasında yeniden izlemek istediğim bazı filmler vardı. Özellikle de Eternal Sunshine of the Spotless Mind'ı her yıl kasım ayında yeniden izlemek istiyorum ama nedense filmi izleyemeden ayı bitiriyorum. Bu filmi ilk kez yıllar evvel izlemiştim. Hatta liseye mi gidiyordum, üniversite 1'e mi... Ah kesin çok etkilenmişimdir biliyorum. Eskiden böyle şeyler burnumun direğinden girer, kalbimde dolanır dolanır, zamanla ya içimde yer tutar, ya da uçar giderdi. Bu film yer tutmuş demek... Ne zaman orada burada bir editini, bir paylaşımını vs görsem ah bu filmm olurum. Oysa filmin detaylarını hatırlamıyorum bile! Kasım bitse de belki yine de izlerim. Niye kasım diye diretiyorsam... Aslında diretmek de değil de, hani ayların teması dedik ya, kasım ayı da romantizm temasına uygun gelir bana, ondan olacak aklıma bazı romantik filmler o ayda gelir işte.

Aralık ayı da pek tabii yılbaşı teması için uygun bir dönem. Ama bu konuda yine bir maraton yapamam sanırım. Ne bileyim, böyle herkes bir şeyleri yaparken ben de heves edebiliyorum ama sonra içimden gelmiyor. Tabi yeni yıl temasındaki bir filmi temmuzda mı izleyeceksin yani o da var ahahahah ama işte bilmiyorum. Belki birkaç filme bakarım (hiç sanamadım şu an). Sadece, geçen yıl bir kitap okumuştum. Charles Dickens'ın Bir Noel Şarkısı isimli kitabını. İlgilenirsen eğer şurada da yorumlamıştım. Hoş bir öyküydü. Hatta filmi de vardı da sonra izlerim demiştim, koca yıl geçmiş izlememişim. :)) 

Kitapta geçmiş, şimdi ve geleceğin Noel ruhu aracılığıyla aslında geçmişimize, şimdimize ve geleceğimize göz gezdirmenin gerekliliğini görüyorduk. Açıkçası içimden hiç iç muhakeme yapmak gelmiyor. Ben zaten on bir ay boyunca yapmışımdır o muhakemeyi, sıkıldım inanır mısın... Ama sen yap tabii güzel olur bu zamanlarda. Yılı nasıl kapatıyorsun, önümüzdeki yıl veya yıllarda neler yapmak istersin falan... Düşündüm de hadi ben de bakayım biraz ne istiyorum... Ne istediğimden çok uzaklaştım açıkçası. Hep yarım yarım bir şeyleri deneyimlemekten ögggggg geldi afedersin. Ama böyle hissediyorum. Burası şeffaf bir blog, bizde böyle.

Neyse, güzel geçer umarım bu ay. Sevgiler saygılar arivedersiler.

:)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar