Hayatta her şey geçici aslında değil mi? Kahvemi karıştırırken aklıma babaannem geldi. Onun için kahve yapmamı çok severdi. Benim yaptığım kahveyi hemen anlarmış. Ben kahve yapınca ayrıca sevinirdi, en azından öyle görünürdü. Yaşlı insanlar anımsanınca ve birileri onlarla vakit geçirdiğinde mutlu olurlar tabi o ayrı da... Aklıma babaannem geldi işte. Kahvemi karıştırırken, o geldi aklıma ve gözlerim doldu. Çok canlı bir şekilde onu anımsadım ondan sanırım. Aramızda son yıllarına kadar çok derin bir bağ olmamıştı ama yine de... O vefat ettiğinde çok üzülmüştüm. Şu an bile gözlerimden akan yaşlarda olduğu gibi bir histi. Ağlamamı durduramadığımı hatırlıyorum. Sadece babaannem olduğu için değil, onu sevdiğim için. Bu hissimi bir yerlerden hissettiğini biliyorum. Sevindiğini de. Tıpkı ona kahve yaptığımda mutlu olması gibi.
Hayat kısa gerçekten. Bu dünyaya güzel yaşamaya geldiğimize inanıyorum. Sana yeniden yazmak bana öyle iyi geldi ki anlatamam. Sanki, etrafımda çiçekler açmış gibi hissediyorum.
Bazen bir şeyleri kabul edememenin, beklentide kalmanın veya bir duruma takılmanın tek nedeni onu bırakamamak veya bırakmayı istememekten ziyade, tutmaya devam etmek oluyormuş. Bu yolla kendimi değerli hissettiğime inandığımı, kendimi inandırdığımı, düşünüyordum. Büyürken bazı kabuller ediniyoruz ve bu kabulleri referans alarak değerli hissetme biçimlerimizi benimsiyoruz. Bunlar bazen toksik olsalar bile. Oysa, bazen gerçeği biliriz de. En azından ben, bazen bilerek bu kandırmacayı sürdürürüm. Bir kaçış olarak. Gerçekten hak ettiğim değeri almaktan bir kaçış olarak. Çünkü, yine bazı kabullerime göre, belki de bu bana korkutucu geliyordur. Hak ettiğim değeri almak, evet. Değişik, değil mi?
Değerli hissettirmek yoluyla değerli hissetmenin ne demek olduğunu keşfettim. Malesef bazen bazı insanlar bu yolla öğreniyor bunu. Tabi değerli hissettirildiğim anlar da oldu. Ancak başkalarının değer yargıları ve değer verme şekli benimkiyle uymayabilir. Çünkü onun da kendi yaşam süreci ve kabulleri var. Tabii en önemlisi seçimleri. Bazen birisi kendi değer verme şeklinden de bağımsız olarak sana kendi seçtiği şekilde değer verebilir (!).
Değerli hissetmediğimiz hiçbir düşünce, his, durum, ilişki vb durumunu kabul etmemeliyiz ve tutmamalıyız. Çünkü böyle bir ortamda zaten biz yokuz. Böyle bir ortamda sadece seçimler ve seçilmeyenler var. İlk başta insanın canını yaksa da, bunun kendi değerimizle ilgili olmadığını gördüğümüzde bu hafifliyor. Sonra da, bir toksik döngünün sonu yaşasın.
Enerjimiz kıymetli. Bugün bunu anladım. Daha doğrusu, içimde anladım.
Hayatta her şey geçici aslında. Bu nedenle, kendimi önceliklendirmeliyim. Hep. Bunu kabul etmenin bu kadar zor olması, bu kadar zaman alması... ne komik. Hep aynı hatayı yapmam... Komik.
Bu dünyada eylemler de önemlidir. Bendeki perspektif değişiminin nedeni bu oldu sanırım. Eylem. Belki de bu, yaşla birlikte insana yüklenen bir özelliktir. İnsan yaşlandıkça, evet yaşlandıkça, zamanın geçişinden korkuyor. Yaşımız genç bile olsa, artık o kadar genç olmadığını, eskisine göre genç olmadığını fark ettiğinde, yaşamını daha dolu yaşaman gerektiğini dehşetle karışık bir sakinlikle fark ediyorsun sanırım. Gerçekten hak ettiğin şeyleri yaşamayı istiyor, istemekle kalmıyor adım atıyorsun. Evet, adımlar atıyorsun. İçini temizliyorsun. Artık, her şeyi hatırlamanın o kadar da gerekli ve hatta önemli olmadığını fark ediyorsun. Beklentilerini hak ettiğin yerlere çeviriyorsun. Boş yerlere değil. Bir karşılığı olmayan yerlere değil. Tercüme edemeyeceğin düşünce, his, durum ve kişilere değil.
Değer gördüğün yere. Eylemlerle değer gördüğün şeyleri, eylemlerle yapıyorsun. Çünkü yapmalısın. Çünkü yapman gerekiyor. Çünkü yaşam o kadar uzun değil. Çünkü sen, en değerli şeysin. Çünkü sen, diğer değerli olan her şeye değer verensin. Çünkü sen, sensin. Bir tane. Tek. Kıyaslanamaz. En özel. Biricik. Bu dünyanın tekisin. Bunu fark ediyorsun. Bunu başkalarının gözlerinde aramayı bırakıp kendi içinde bulduğunda, yaşamak istiyorsun. Kendi hayatının ana karakteri olarak yaşamak. Ve sana bu değeri vermeyen kimseye tutunmamak.
O zaman, adım at. Adımlar at. Hayatını yaşa.
Çünkü ancak bu yolla kendi hayatını yaşayabilirsin (İlkay).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder