Yönetmen - Senarist: Bindu De Stoppani
Yapımı: 2021-2022, İtalya
Sezon ve bölüm sayısı: 2 sezon, 12 bölüm (6+6)
Alice Bassi (Claudia Gusmano), küçük bir televizyon kanalında yapım asistanı olarak çalışmaktadır. Ne iş hayatı, ne de aşk hayatı yolunda gitmez. Tüm bu karmaşanın ortasında kırık kalbini onarmaya çalışan Alice, biraz da yıldızların yardımıyla bir dizi tesadüf sonucu parlak bir tv programı fikri bulur. Bu fikre göre, programa katılacak katılımcılar doğum haritalarının özelliklerine göre aşkı arayacaklardır. Alice'in özel hayatının karmaşası sürerken, iş hayatı birden yükselişe geçer ve tüm bu süreçte ona yardımcı olan astrolog dostu Tio (Lorenzo Adorni), eski dostu ve sırdaşı Paola (Esther Elisha) ve işleri karmaşıklaştırdığı gibi düzenleyen patronu Davide Sardi (Michele Rosiello) yanındadır. 12 bölümden oluşan dizinin her bölümünde bir burcun özellikleri merkeze alınarak olaylar şekillenir. Aynı zamanda dizi, Silvia Zucca'nın aynı isimli romanından uyarlanmıştır.
Dizinin ilk sezonunda eski sevgilisi ve iş arkadaşı Carlo'nun (Alberto Paradossi) evlilik haberini almasıyla birlikte hissettiği hislerden kaçmaya çalışan bir Alice'i izliyoruz. Bu sezonda Alice'in ilişki hayatı işleniyor. Alice romantik bir terazi burcu. Aslında istediği tek şey, ilk seçilen olmak. Eski sevgilisiyle her ne kadar dostça ayrılmış olsalar da, Carlo'nun kendisiyle değil bir başkasıyla aile kurmak istemesi Alice'in özdeğersizlik hislerini tetikliyor. Bölümler ilerledikçe Alice'in ailesiyle arasındaki bağın güçlü olmadığını görüyoruz. Alice her şeyden önce yalnız hisseden bir kadın. Depresyondaymış gibi görünmüyor ancak kabullenilme hissini deneyimlemek için ani kararlar alıyor. Bu süreçte ona en iyi gelen kişi ise Tio.
Alice ve Tio tesadüfen tanışıyorlar. Tio çılgın bir genç adam. Dışarıdan dışadönük, eğlenceli ve umursamaz görünen bu karakterin de aslında ne hayatı göründüğü gibi dağınık, ne de kendisi o kadar umursamaz. Alzheimer hastası büyükannesi ile ilgilenen Tio da Alice gibi insanlarla bağ kurmakta zorlanıyor. Yüzeysel aşk ve arkadaşlık ilişkileri onun için kolay olsa da, iş bağ kurmaya ve karşısındaki kişiyi hayatına dahil etmeye geldiğinde bundan kaçıyor. Tio benim dizideki en sevdiğim karakter oldu. Onu daha ilk sahnesinden itibaren sevdim. Hatta keşke onun gibi bir arkadaşım olsa diye bile her bölüm üç beş kez söylemişimdir herhalde. Dizideki sağduyulu kararlar alan ve korkularına rağmen tutarlı davranışlar gösteren tek karakter de kendisiydi.
Davide Sardi genç, karizmatik ve ıssız adam modunda bir müdür. Onu tanımlayan en doğru sıfat gerçekten bu: Issız adam. Müthiş biri yanlış olmasın. Hem fiziksel hem karakter özellikleri bakımından aşırı karizmatik, aşırı cool, aşırı hayatı kolaylaştıran, hayvansever, yardımsever, sorumluluk sahibi, çalışkan... Ah ne diyordum... İşte müthiş bir Olimposlu abimiz. Amma ve lakin işte ne yaparsınız, ıssız adam. Verdiği tüm kararlar falso. Hatta ikinci sezonda bir an abicim sen İtalyansın, bu ne töre dizisinden çıkmış gibi kararlar tripler diyesim de gelmedi değil vallahi... Daha da uzatmayacağım, yoksa spoiler olur. Hoş adam ama kırmızı bayraklar halaya kalkmış, öyle diyim.
Diğer karakterleri uzun uzun anlatmaya gerek yok bence. Diziye renk katan ve olayların ilerlemesine yardımcı olan yan karakterlerdi. Hepsi de keyifliydi yalan yok ama hayatımda böyle insanlar olsun istemezdim. Hele o Carlo yok mu, o Carlo... Bu karakter kadar utanmaz, elinden iş gelmez, bir baltaya sap olmaz, üstüne yüzsüz bir karakter görmedim vallahi. Özü iyi, tatlı, nazik falan ama... Büyü be abicim yeter. Batırdın devirdin gitmiyorsun da milletin başına kaldın. Dizi boyunca Carlo'yu bir yere sığdıramadık vallahi. Ama suç Carlo'da da değil. Buna yüz veren, tepesine çıkaran bizim saf kızımız Alice'te...
İkinci sezonda da Alice'in aşırı iyi niyetli olmaya çalışan kararlarını izliyoruz. Böyle yazdım diye gömmüyorum bu arada. Çok keyifliydi izlemesi ama sen gerçek misin be kızım... diye de düşünüyor insan (saflıkta ve batırmakta bir ben, iki Alice...). Alice, ikinci sezonda aşkı buluyor ama onu henüz yaşayamıyor. Tüm sezon boyunca Alice'in kendini dönüştürme sürecini izliyoruz aslında. Sınırlarını belirleyen, kendini önceliklemek zorunda kalan bir Alice görmeye başlıyoruz. İttire kaktıra da olsa, oluyor değişimler dönüşümler.
Diziyi seveceğimi bilerek diziye başladım. İsmini daha evvel de duymuştum ama izlemek bugünlerime kısmetmiş ne diyeyim... Bir çırpıda izlenebilecek, keyifli bir dizi. Astrolojiye ilginiz yoksa da izleyebilirsiniz. Zaten güneş burçları dışında bir burç bilgisini merkeze almamışlar pek. :)) Burçlar işin esprisi olmuş. Yani tamam, burçların bazı temel özelliklerini de göstermişler ama çok detaylı ve bilgi şeklinde yer almamış bu burç işleri onu diyorum. Çünkü asıl önemli olan doğum haritasıdır aslında. Özellikle de ilişkilerde Mars-Venüs burçları başta olmak üzere, bilmem kaçıncı evler falanlar filanlar da etkili diye biliyorum çeyrek yamalak astroloji bilgimle... Bu arada on sekiz yaş üstü için uygun bir dizi uyarısını da geçeyim.
Diziyi izlerken kaydetmek istediğim alıntılar oldu. Ancak ekranı durdurup da diziyi izleme keyfimi bölmeye elim varmadı. Bu nedenle replikler paylaşamayacağım. Sadece, severek izlediğim bu diziden bana bir hatıra kalması için son bölümde Alice'in Tio'ya kurduğu şu cümleleri not almak istiyor ve hepinize arivedersiiii diyorum:
''Onunla tanıştığında bilinmedik sulara yelken açtım, demiştin. O suların korkutucu olduğunu bilirim. O kadar korkutucudur ki bazen kıyıya, dibe dokunabileceğin yere dönmek istersin. Ama hepsi nafile Tio. Çünkü bizim gibi insanlar en derin, en hakiki, en korkutucu denizleri sever. Ondan başka hiçbir şey yaşadığını öylesine derinden hissettirmez. Bizim gibiler su birikintisiyle yetinemez.''
An astrological guide for broken hearts | Official Trailer için tıklayabilirsiniz.
Astrological guide for broken hearts playlist için tıklayabilirsiniz.