Zihniyetini değiştirmek.

 

Bir şeyin doğrusunu bilsem bile bazen bunu uygulamak benim için gerçekten çok zor oluyor. Uzun bir zaman boyunca kendimi avuttuğum inanç kalıplarından ayrılmak sanırım o kadar da kolay olmuyor. Bu nedenle de genelde dediğimi yap, yaptığımı yapma işleyişinde bir hayat akışına sahip oluyorum...

Ancak bu değişebilir.

Genelde geçmiş ve gelecek odaklı çok fazla inanç kalıbına sahibim. Daha önceden bana başkaları tarafından yaşantı yoluyla öğretilmiş durumlar malesef ki benim zihin yapımda kemikleşmiş inanç kalıpları oluşturmuş. Bunların yanlış olduğunu ayırt edebilecek mantık yapısında olsam da, en ufak bir düşüşümde hemen bu gerçekçi olmayan inançları sayıklama eğilimindeyim.

Sen neyi kabul ediyorsun bilmiyorum ama new age'çilerin dünyaya yaydıkları neysen onu çekersin olayı gerçek. Sızlanıp durmak başka sızlantıları getiriyor. Buna istersek psikoloji alanından bakalım, ki o daha bilimsel ve neden sonuç dizgesiyle bunu açıklıyor, gerçekten de insan kendini neye şartlandırırsa, onu yaşıyor çünkü aksini göremiyor. Gittiğin ''enerji'' (yani varoluş düzlemi, gerçeklik, yaşantılar, deneyimler, adına ne dersen de) inandıklarının ötesine geçmiyor. Yani olumsuz şeyler düşünürsen büyük ihtimalle olumsuz şeyler yaşıyorsun. Spritüelcilerin söyledikleri ise bunun bir tık ilerisi. Onlar da, sana doğru gelen enerjiler (yaşantılar, deneyimler, gerçeklik düzlemi, adını sen koy) inandığın yargılar oluyor diyor.

Neyi kabul edersen veya etmezsen etme; bu gerçek.

Bu durum tabi ki ''pozitif'' olmakla çözülebilecek bir şey değil. ''Toksik pozitiflik'' kavramı da bu şekilde zaten malesef ki hayatımıza girdi. Her durumda insan pozitif falan olamaz. Olmamalı da bence zaten. Çünkü her durumda pozitif olmak, var olan sorunlara gözlerini kulaklarını kapatmak demek. Öte yandan bu toksik pozitifliğin hızla yayılması, insanlara yetersizlik hissi veren bir durum oldu. Sanki spot ışıkları altında bir nevi seçilmiş kişiler varmış da, diğerleri de seyirciymiş gibi. Sonra da ağzı olan yaşam koçu, ınfluencer ve bazen üzgünüm ki psikoloğumsu insanlar bu konuda ahkam kesmeye başladı. Hoş değil diyerek bu faslı kapatacağım. Herkese itimat etmemek gerek.

Sızlanma eğiliminde olmak, başka sızlantıları da beraberinde getiriyor. Bir şeyi yapamayacağına veya yapsan da seni tatmin edecek bir sonuç almayacağına inanmak, erteleme ve sonuçta o şeyi yapmama durumuyla sonuçlanıyor. 

Gerçekten de neysek onu yaşıyoruz gibi görünüyor. 

Bu nedenle bugünden itibaren sızlanmayı bırakıyorum. Bunu yaptığımı fark ettiğim anda hemen bu gerçekçi olmayan yargımı, gerçekçi olanıyla değiştireceğim.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar