Yönetmen: Sean Baker
Senarist: Sean Baker, Chris Bergoch
Yapımı: 2017, ABD
''En sevdiğim ağaç neden bu biliyor musun? Çünkü yıkılmış. Ve hala büyümeye devam ediyor.''
![]() |
Kaynak: Pinterest |
''Gökkuşağının sonunda altın var. Biliyorum ama sonunda altınla birlikte bir de leprikon var. Altını almamıza izin vermez. Keşke leprikon kibar olsa. Hadi gidip leprikonu dövelim. Yürü.''
Film, Moone (Brooklynn Prince) isimli altı yaşındaki bir çocuğun annesi ile birlikte yaşadığı motelde bir yaz tatili boyunca arkadaşlarıyla başından geçen maceraları anlatıyor. Henüz altı yaşında olmasına rağmen bir başına bırakılmış bir çocuk Moone. Yaşamını spontane kararlarına dayandıran annesi Halley (Bria Vinaite), oldukça genç bir anne. Özgürlük için seçtiği yaşamında günü kurtarmak için yaşıyor. Kira parasını ve anlık ihtiyaçlarını ödeyecek kadar çalışıyor, yüzeysel bağlar kuruyor ve kızının yanında ne sözlerine ne de hareketlerine dikkat etmiyor. O da yalnız bir çocuk aslında. Yalnız ve özgür olup yaşam oyununu oynamak isteyen bir genç kadın. Ancak bir planı yok, vizyonu yok; dahası, küçük bir kızı ve alması gereken sorumlulukları var. Özgürlüğün sorumluluklarını karşılayamadığımızda, aynı özgürlük esarete dönüşebilir mi? İşte bu sorunun bir örneği Halley.
Filmi izlerken ara sıra gülmüş olsam da, bu çok üzücü bir film. Çünkü gerçek bir film. Halley, kızını seven bir anne. Sevgi dili kötü de değil. Kızına hiçbir zaman ''kötü'' davranmıyor. Sadece, anne olmanın sorumluluklarını yerine getirebilecek anlayışa sahip değil. Annelik de onun için bir macera gibi, hayatın akışında ona gelen ve günübirlik yaşadığı başka bir durum. Onun da yaşı zaten çok küçük. Muhtemelen daha reşit bile değilken doğurmuş olduğu bir bebeğin sorumluluğunu almak için elinden geldiğince çabalasa da, yanında hiç kimse yok. Birisi olsa farklı olur muydu o da şüpheli; çünkü daha en başta yalnız bırakılmış bir kadın Halley. Belki dünya ve insanlar hakkında sert önyargılar geliştirmiş ve bu nedenle kendince hayatta kalma stratejileri geliştirmiş bir kadın. Sağlam bir psikoterapi alması şart. Öte yandan aslında yalnız da değil; çünkü, yine malesef ki, onun gibi ebeveyn olmanın getireceği sorumlulukları alacak yaş, gelişim ve konumda olmadan çocuk yaşta bebek sahibi olan başkalarının varlığını da görüyoruz. Moone'nin en yakın arkadaşı olan Stacy de böyle bir çocuk. Kardeşiyle anneannesi ile birlikte büyüyen, büyümek zorunda kalan, bir çocuk. Çünkü annesi madden ve manen onların sorumluluklarını alabilecek durumda değil.
''Yetişkinlerin ne zaman ağlayacağını hep anlayabiliyorum.''
Scooty (Christopher Rivera) ise Moone'nin eski en yakın arkadaşı. Birlikte nice taşkınlık yaptığı bu eski kankası da bekar bir anne ile büyüyen bir çocuk. Ancak bu bekar anne, ebeveyn sorumluluklarını bilen ve buna uygun davranan bir genç kadın. Çalıştığı için oğlunu Halley'e emanet eden Ashley (Mela Murder), Halley'in aslında ne kendi kızıyla ne de Scooty ile ilgilenmediğini, çocukların başıboş bırakıldıklarını ve bu nedenle artık yaramazlığın ötesinde tehlikeli eylemlerde bulunduklarını fark ediyor. Aynı zamanda Ashley ile arkadaş da olan Halley, arkadaşının ona sınır çizmesi ile birlikte her ne kadar bunu bastırsa da sadece ekonomik açıdan değil, psikolojik olarak da boşluğa düşüyor ve yasa dışı yollarla para kazanmaya başlıyor. Kızını hala çok sevse de, hiçbir etik değeri gözetmeksizin kızına zarar verecek yollara başvuruyor.
Reşit olmayan yaşta ebeveynlik, çocukların ebeveynleri tarafından maddi ve manevi açıdan yeterli bakımı görememesi, bir başına büyümeye terk edilmiş çocuklar, işsizlik, sosyal hayattan kopuk yaşamlar vb. gibi durumlar ciddi problemler. Film de bu ciddiyeti samimi bir anlatı dili ve aslında olabilecek en hafif kurgusal akışla anlatmış.
The Florida Project | Official Trailer için tıklayabilirsiniz.
Not: Bu film yorumu yazısı reklam değildir, film önerisidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder