Genç kadın parmak uçlarını parmağının çevresindeki boşlukta gezdirmiş. Çalan müziği uzun uzun dinlemiş, dinlerken uzun uzun esnemiş ve gözleriyle parmağının çevresindeki boşluğu izlemiş.
''Kendimi en son doğum günümden birkaç gün evvel böyle hissetmiştim,'' demiş göğsünde uzanan Bezelyecik'e. ''Biliyorsun Bezelyecik,'' demiş kafasını yan tarafına döndürerek. Aynadaki yüzü de onu bekliyormuş. ''Saçlarım bu boydaydı... Gözlerim böyle buğulu, hatta gözüme kirpik kaçmıştı aynen böyle... Dudaklarım böyle önce zoraki, sonra gerçekten kıvrık. Ve sen Bezelyecik, sen benim göğsümdeydin. Böyle güzel, böyle yumuşak, böyle kalbim... Güzel çocuğum benim!'' Genç kadın, kedisine sıkıca sarılmış; ilginçtir, kedisi de ses etmeden göğsünde uzanmaya devam etmiş.
''Bezelyecik...'' demiş sonra genç kadın tüylerin arasındaki parmaklarını gözleyerek, ''boş hissettiriyor.'' Bezelyecik, annesinin göğsüne daha çok yaslanmış. Tüm tüyleriyle annesini ısıtmış.
Genç kadın ağlamak için güzel bir zaman diye düşünse de, bunu başaramamış. Bezelyecik'i usul usul okşamış, müziği başa sarmış, sarmış sarmış... ''Bezelyecik... Aşkın bu dünyanın ötesinden olduğunu sanmıştım, oysa o, bu dünyada yaratılmış. Sen bunu hep biliyordun değil mi Bezelyecik?'' Bezelyecik hiç ses etmemiş ama evet, hep biliyormuş.
''Bezelyecik...'' demiş sonra genç kadın parmaklarını Bezelyecik'in tüylerinin arasına saklayarak. Bakışlarını boşlukta gezdirmiş, gezdirmiş... ''Biliyor musun Bezelyecik... Sevgi ve aşk ikiz kardeşmiş. Biri dünyada büyümüş, diğeri neptünde yaaa...'' Bezelyecik kısacık mırlamış, çünkü bu bilgiyi o da yeni öğrenmiş.
''Bezelyecik...'' demiş genç kadın hafifçe gülümseyerek, Bezelyecik'in bilmediği bir şeyi keşfetmek ona çocukça bir gurur vermiş. ''Şarkıyı başa sarmayacağım. Hep aynı şarkıları dinlemekten sıkıldım. Nasıl bir şarkı sevdiğimi bile bilmiyorum. Boşluğu dolduracak şarkıları dinliyorum dinliyorum. Onları...'' Bezelyecik sıkılıp kalkmış ve genç kadının giysi yığınının tepesine uzanmış.
Dışarıda yıldızlar parıl parıl parlıyormuş. Elektrik kesintisinin ortasında gökyüzü mumlarla dolu bir bahçeymiş. Genç kadın perdeyi hafifçe aralamış ve ağlamaya başlamış. Gökyüzünü çok özlediğini fark etmiş. Yıldızları izlemeyip dudak büktüğü günlere gülmüş sonra. Canı yıldız bulmaca oynamak çekmiş ama sonra buna canı sıkılmış. Çünkü aklına parmağındaki boşluk gelmiş.
Biliyor musun Bezelyecik, diye fısıldamış sonra. Sesi öyle belli belirsizmiş ki duyulmamış bile. ''Ben biliyorum.''
Genç kadın biraz istemeyerek, yine de tereddüt etmeden, perdeyi çekmiş ve yatağına kıvrılmış. Gözlerini örten kirpiklerinin arasından ne düşündüğünü görmek imkansızmış. Parmağındaki boşluk hala orada dursa da, o çok sakin görünüyormuş.
Oysa değilmiş, Bezelyecik biliyormuş.
Sevgi ve aşk ikiz kardeşmiş hangisi dünyada, hangisi neptunde büyümüş acaba?
YanıtlaSilAcaba, sizce :)
Silayy şu bizim eski bezelyecik de mi buuu :) parmağındaki boşluk ne güzel bir buluş :) bu öyküde belki biri daha olabilirdi eskilerden :) kız, kısa saçlı natalie portman'ın gençliği :) bahçe de secret garden :) çok tatlı hikaye :)
YanıtlaSilBeğenmene sevindim teşekkür ederim :) Açıkçası nasıl ilerler bilmiyorum. Anlık duygularımı aktarmak için yazmayı düşünüyorum. Böyle yazmayı özledim aslında :)
Silhele şükür iyi haber bu :)
SilBu arada parmağındaki boşluk birkaç anlama geliyor. Bir dünyasal, iki neptünsel anlamı var ahahahah :) Sen bu seriyi takip etmiştin biliyorsun. Hani bu iki kişi daha evvel evlilik kararı vs almıştı bilmiyorum hatırlıyor musun? Son yazdığım çoban yıldızlı şeyden önce hala ikisini yazarken. Bu dünyasal anlam. Yüzüğü çıkarmış :) İkincisi bu iki kişi arasında kaderin kırmızı ipi de varmış ve onu da çıkarmış kız. Bu nedenle üzgünmüş. Bu da neptünsel anlam :)
Silanlamını düşünüyordum ben de :) dünyasal anlam anladım ivit :) neptünsel anlam da sevgi dünyada aşk neptünde olduğuna göre aşk anlamı ve hüzünlü :)
Sil