Çocukluğuma dair hatırladığım en eski görüntüler anneannemin annesinin evinde olanlar. Bunlara anı demek doğru bir ifade olur mu emin değilim ancak o yıllarda çok küçük bir çocuk olmama rağmen gerçekten de hem o evi, hem büyük anneanneyi, hem de yaşadığım bazı anları tıpkı birer fotoğraf karesi gibi sahne sahne hatırlıyorum.
Kendimi bildim bileli o ev vardı. Anneannemi ve teyzelerimi ziyaret etmek istediğimizde oraya giderdik. Hatta öyle ki ben çok uzun bir süre anneannemin evinin orası olduğunu düşünmüştüm. Hatta orada gördüğüm herkesin evinin orası olduğunu sanıyormuşum. :) O evi unutamamamın asıl sebebi bahçemsi terasıydı diyebilirim. Orada nasıl oyunlar oynadığımı hatırlamasam da, bir koşturuşumu iki kedileri hatırlıyorum. Bir de büyük anneanneyi uzaktan gördüğüm bazı anları.
Bir bayram günüydü sanırım, yoksa değil miydi, ancak kesinlikle normale göre şık giyinmiştim o kesin. Yağmurlu bir gündü ama çok soğuk olduğunu sanmıyorum çünkü etek veya elbise giydiğim hatırımda. Çok soğuk olsa annem asla giydirmezdi ahahhaha. Daha kardeşim bile yok meydanda. Hatta ailedeki tek küçük kız (sayılı sayıdaki küçük kız) benim. Bunun sefasını sürdüm mü bilmem. Bir de bir kuzenim (sayılan biri) daha var tabii. -o konuya geleceğim.-
Ne diyordum... elbise! Elbise giydiğim aklımda. Ayağımda yanları püsküllü çizmelerim vardı çünkü. O çizmeler olmalı, çünkü onları çok severdim ve onları giyince ayaklarımı izlerdim ahahahha. Bak bir de ışıklı spor ayakkabım vardı diye hatırlıyorum. Ah yoksa o benim değil miydi... Işıklı spor ayakkabı giyen kardeşim de olabilir, şimdi bilemedim ama benim kesinlikle püsküllü bir çizmem vardı buna eminim. Suların üstünden mi hopluyordum, içine mi... Ay yok canım ben asla suyun içine hoplamam, annem gözlerini bana dikmese, ben kendim yapmam öyle şeyler... Ama belki de suların üstünden hoplamış olabilirim mi acaba... evet öyle! Annem beni uyarıyordu, o sahneyi kısacık hatırlıyorum. Sonra büyük anneannelere giderdik. Biz hep oraya giderdik. Çünkü dedim ya, orada tanıdığım herkes vardı.
Benim hatırlayamadığım ama bana söylenenlere göre büyük anneanne numaradan ya topunu, ya mendilini düşürürmüş. Benimle barışmak için yaparmış bunu sanırım. Çünkü ben dudağımı büzüp otururken benden düşürdüğü şeyi ona geri vermemi istermiş. Ben de dudağımı daha da büzer, omuzlarımı silkermişim. O zaman da büyük anneanne ''bak M.'yi çağırırım, bana o getirir'' dermiş. Benim tepemin atması ve kapris modumun açılması için de bu yeterliymiş. ''Tamam o zaman!'' dermişim, ''mendilini sana M. getirsin...'' Yani bücürken bile kapr- hayır canım, işte, inatçı falandım. -şşş-
M. annemin kuzeninin kızıydı. Benimle yaşıttı. Bir keresinde ona özel bir yazı da yazmıştım hatta, bilmem hatırlar mısın... Onu çok severdim. Çünkü hiç benimle yaşıt bir akrabam, hatta arkadaşım yoktu çoook küçükken. Sonra arkadaşım oldu -pek tabii- ama akrabam yoktu işte. Düğünlerde, nişanlarda hep M. ile dolaşır, slow dans eder (ahahahahah :) ve göbek atardık. O zamanlar gerçekten göbek atabiliyordum. M. ile o dönemde popüler olan dizileri yeniden canlandırır, ansiklopedileri karıştırır, senaryolar uydurup oyunlar oynardık. M. benim kalbimde özel bir yeri olan çocukluk arkadaşım diyebilirim. Onu hep çok sevmişimdir. Sonra tabi büyüdük ve bağımız eskisi gibi olmadı. Ama şimdi bugün bile onu görsem mutlu olurum sanıyorum ki.
M. demişken... M. ile ilgili bazı anılarım var tabii ama şimdi uzun uzun anlatmak istemiyorum. Asıl anlatmak istediğim, yaşadığım ama benim edilgen olarak bildiğim bir anım. O nasıl oluyor değil mi? İşte şöyle... Ben küçükken gözüm aralık uyurmuşum. Ne? Hiç görmedin mi öyle uyuyan? Ben az buçuk kardeşimde gördüm bunu ama tam değil. Acaba ben nasıl uyuyordum bilemiyorum bu nedenle. Ama işte, gözüm aralık uyurmuşum. :) M. bir keresinde büyük anneannelere gelmiş. Benim yanımda bana seslenmiş seslenmiş ama ben ona cevap vermemişim, o da bana küsmüş mü nolmuş ahahhaha. Annemlere ''İlkay benimle konuşmuyor'' demiş. Oysa ben uyuyormuşum ahahahha. Bu anıyı M.'nin kendisi bile hatırlamaz herhalde ama komik. Sanırım beni güldürdüğü için ben hiç unutmadım.
Genelde beni güldüren anılarımı unutmuyorum biliyor musun? Ben bilmiyordum. Hatta şimdi fark ettim. İnsan, üzüldüğü zamanlara daha çok tutunuyor aslında ama yine de onları bırakmayı seçtiğinde aklına sadece güldüğü anlar doluşuyor. Kalbini açan anlar. Yirmi yıl sonra bile.
Büyük anneanne aklıma nasıl mı geldi... Bir dizi izliyordum. Çocukluğumdaki en en en favori dizim. Rastgele bir bölüm açtım ve izlemeye başladım. Merzuka perinin olduğu bölümler. Hatta az evvel Toprak peri büyükannesiyle telefonda konuşuyordu. Benim de aklıma, kendi büyük büyük annem geldi işte. İçinde üç tane anne taşıyan, büyük büyük annem. İsimleri açıkça yazmıyorum fark ettiğin üzere. Neden bilmem, aslında kimseye zararı yok ama... Bunlar benim zihnimden çıkan anlar ya hani... Belki bu anılardaki kişiler olayları böyle hatırlamaz diye veya burada yoklar diye... Ama yeri gelmişken şunu söylemek istiyorum; ben kendi anneannemin de, onun annesi olan büyük anneannenin de ismini çok seviyorum. Hep de çok sevdim. Başka kimsede duymadığım için seviyorum sanırım. Onlardan başka kimseyle bu isimleri eşleştiremediğim ve hep onları anımsadığım için. <3
Acaba büyük büyük anne beni bugün görse hakkımda ne düşünürdü? Onun eşi, büyük dede, beni çok severmiş. Yani bebekken. Gerçekten, bebekken beni çok severmiş. Zaten ben bebekken de vefat etti. Üzücü anıları anımsamıyorum dedim ama... Ben büyük anneannenin ölümünü anımsıyorum. Ölümü ilk kez gördüğüm andı. Çok anmak istemiyorum ama görmüştüm. O hastaydı ama ölürken, öleceğini herkes bilirken bile... yaşamdan bir şey istemişti. Su. Su istemişti. Umarım gittiği yer ismi gibi bir yerdir. Onu gerçekten hiç hatırlamasam da... sevdiğimi biliyorum. Onunla olan bütün fotoğraflarımda kıkır kıkır gülüyorum (yani çoğunda :). Acaba o da bana hiç gülmüş müydü, biraz merak ediyorum. Acaba beni tanısa sever miydi, yoksa o, zaten ben'i tanıyan sayılı kişilerden mi... Bilmiyorum.
Bir de ilk kardan adamımı onun terasında yapmıştım. Kocamandı. Sonra bir daha öyle büyük bir kardan adamım olmadı ne yazık ki. Kardan adamımla iki fotoğrafım vardı. Biri fotoğraf albümümde, diğeri zihnimde. Ama zihnimdekini uyduruyor muyum artık emin değilim. Zihnimdeki fotoğrafta ben kedileri hatırlıyorum. Cidden hatırlıyorum. Ama fotoğrafta yoklar, ne tuhaf. Acaba uyduruyor muyum, vallahi bilemiyorum. Ama bak kardan adam yapmıştım, hemi de kocamandı o kesin.
Sana bir tane de Sihirli Annem yazısı yazayım. Çok içimden geldi.
:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder