Pinokyo'nun Serüvenleri (Carlo Collodi) | Kitap Yorumu

Yazar: Carlo Collodi, Çevirmen: Eren Cendey,
Resimleyen: Sedat Girgin, Yayınevi: Can Çocuk Yayınları

Pinokyo ile tanıştığımda küçük bir kızdım. Zaten kitap okuma eylemi başlı başına büyülüydü benim için. Ancak içerisinde böyle maceralar olan ve ana karakteri benim gibi bir çocuk olan hikayeleri okumaktan ayrıca keyif alırdım. Pinokyo'yu ilk kez resimli bir kitaptan okumuştum. Onun hikayesini, okuduğum o kitabın çizimleri aracılığıyla anımsıyorum. Yaşlı bir adam ve uzun burunlu bir çocuk... Bu çocuğun gittiği her yerden bir çizim vardı. Panayır yeri, dolandırıcılarla karşılaşması, eşeğe dönüşmesi, bir balinanın ağzından kaçışı... Bu, yaramaz bir kuklanın iyi bir çocuğa dönüşme öyküsü.

Pinokyo aslında kötü bir kukla değil. O da her çocuk gibi çok meraklı ve oyuncu. Ancak o, odundan yapılmış bir çocuk. Bir beyni ve kalbi yok. Yaşlı babası Geppetto Usta'yı ve peri annesini çok sevse de, onları hep üzüyor ve hayal kırıklığına uğratıyor. Yolculuğu boyunca talih hep ondan yana oluyor, etrafında hep ona yardım eden ve uyaran canlılar bulunuyor ancak Pinokyo onları hiç önemsemeden kendi keyfine göre safça adımlar atıyor. Kolayca kandırılıyor, sorumluluklarından kaçmak için kolay yolları seçiyor ve sonunda hep üzülüyor.

Pinokyo kitabın başlarında sorunlarını ağlama ve sızlanma yoluyla çözmeye kalkışıyor. Ancak zamanla, yaptığı her davranışın bedelini kendisi ödemeye başladıkça, ağlamaları da kesiliyor. Aslında buradan çıkaracağımız bazı mesajlar var. Bir çocuk yaptığı davranışların sonuçlarını kestiremeyebilir veya onun yerine yaptıklarının sorumluluğunu alan bir başkası olursa, kolay yolu rahatlıkla tekrar seçebilir ve doğru yanlış muhakemesi yapmayı öğrenemez. Bir vicdanı ve aklı kullanmayı bir insan en güzel sorumluluk alarak öğrenebilir. Aslında Pinokyo'nun maceralarında da bunu görüyoruz. Kitabın başında söz dinlemez bir afacan olmanın da ötesinde bencil, sorumsuz, saygısız bir kukla olarak başkalarının peşinden kolayca sürüklenen Pinokyo, kitabın ilerleyen kısımlarında sorumluluk almayı, diğerlerini önemsemeyi ve hatalarından ders çıkarmayı öğrenmiş bir çocuğa dönüşüyor.

Kitabın çevirmeni olan Eren Cendey'in kaleme aldığı ''Geppetto Usta'yı ve Pinokyo'yu Yutan Köpekbalığı'' başlıklı önsöz yazısında ise benim için yeni olan bir bilgi ile karşılaştım. Benim de hatırladığım üzere Pinokyo ile Geppetto Usta'yı yutan bir balinaydı. Ancak o balina aslında orijinal hikayede bir köpekbalığıymış. Bir çeviride hatalı veya değiştirilmiş bir çeviri olması sonucu peşinden gelen tüm çevirilerde de aynı şekilde köpekbalığı yerine balina ifadesi kullanılmış. Bu belki bazı okurlar için pek de büyük bir değişiklik anlamına gelmez ama bence çevirilerin hepsinde aynı hatanın olması çok ilginç bir durum.

Kitapta ayrıca bazı sayfalarda illüstrasyonlar yer alıyor. Biraz karanlık çizimler bunlar. Hatta bana Neil Gaiman'ın Koralin isimli kitabındaki çizimlerin hissini verdiler. Ancak Pinokyo'nun kendisi eğlenceli bir çocuk. Belki hikayesi daha gotik bir temayla yazılmış olsaydı veya bu şekilde bir animasyonu vs çekilse, tamam derdim bu çizimler on numara beş yıldız. Normalde bu tarz farklı dokunuşlara zaten bayılırım. Ancak bu kitapta olmamıştı, pek de hoşuma gitmedi. Bu hoşuma gitmeme durumunda muhtemelen çocukken okuduğum kitabın çizimlerindeki sevimli Pinokyo'nun hatırımda kalışı etkiliydi.

Pinokyo benim için bir çeşit çocukluk arkadaşı. Onunla yıllar sonra yeniden karşılaştığım için mutlu oldum. Ancak kitapta özellikle hayvan karakterlere karşı şiddet içeren ifadeler bulunuyordu. Örneğin; cırcır böceğine, sıpalara, kediye karşı karakterlerin gösterdikleri davranışlar çok yanlıştı. Çocuk kitaplarını okudukça konusu eğlenceli görünen ve aslında yıllar boyunca elden ele dolaşan tüm kitapların masum olmayan yönlerini görür oldum. 

Pinokyo'da masal türünün özelliklerini de görüyoruz. Örneğin olayların sonunda iyilerin ödüllendirilmesi, kötülerin cezalandırılması buna bir örnek. Bu özellik, iyi kötü zıtlığının katı bir şekilde vurgulanması şeklinde kurgu içinde kendini gösteriyor. Bir üst paragrafta bahsettiğim şiddet içeriği ise ''kötülerin şiddet uygulaması'' ve ''kötülere şiddet uygulamak'' şeklinde masum bir kılıfın altına gizleniyor. Yazarın amacının kötü olduğunu da düşünmüyorum. Zaten kitap çok eski bir ilk basıma sahip, yani geçmiş yılların hatalı bakış açılarını içerisinde taşıyan bir kurgu olması olası bir durum ancak bu içerikleri normal karşılamak gerekmiyor. Bir karakter kötü bile olsa (örneğin dolandırıcı kedi) ona şiddet uygulamayı normal kabul edemeyiz. Aynı şekilde bir karakter kötü diye (örneğin Eğlence Ülkesi'nin sahibi kötü adam) onun başka canlılara açık açık şiddet uygulamasına bir çocuk kitabında yer vermek doğru değil. Bunları örneklerle açıklayarak bahsettiğim konuyu da netleştirmek istedim ki havada kalmasın.

Hoşça ve kitaplarla kalın.


ALINTILAR

Bir zamanlar... 
''Bir kral varmış!'' Küçük okurlarım hemen böyle diyeceklerdir. 
''Hayır çocuklar, yanıldınız. Bir zamanlar bir odun parçası varmış.'' (Sayfa 9)


Yüreğini saran korkuyu dindirmek, cesaretini toplayabilmek için kendi kendine bir türkü tutturdu. (Sayfa 12)


Pinokyo, kötü arkadaşların sözlerine kulak asma; yoksa pişman olursun! (Sayfa 64)


Kukla olmaktan bıkan, artık iyi bir çocuk olmak isteyen Pinokyo Peri'ye uslu olacağı ve dersini çalışacağı konusunda söz verir. (Sayfa 137)


''Seni gidi uyanık kukla! Nasıl oldu da tanıdın beni?'' 
''Bunu bana söyleyen yüreğimde size karşı duyduğum büyük sevgidir.'' (Sayfa 137)


Ama bugünden sonra hayatımı değiştirmek istiyorum. (Sayfa 140)


Eğitim görmek ve öğrenmek için hiçbir zaman geç sayılmaz. (Sayfa 141)


Aylaklık çok kötü bir hastalıktır ve çocukluktan itibaren hemen iyileştirmek gerekir... (Sayfa 142)


Herkesi dinliyorum ama gene kendi kafama göre hareket ediyorum... (Sayfa 152)


Sonrasını sonra düşünürüm. (Sayfa 158)


Yarın nihayet dileğin yerine gelecek! (Sayfa 171)


Beş ay boyunca eğlenmekten başka bir şey yapmayan Pinokyo, büyük bir şaşkınlıkla iki eşek kulağına sahip olduğunu fark eder; artık kuyruğuyla, her şeyiyle tam bir sıpa olmuştur. (Sayfa 180)


Kafanı bunca dertle yorma. (Sayfa 182)


Bu dünyada eşekten bol bir şey yok. (Sayfa 213)


Not: Bu kitap yorumu yazısı reklam değildir, kitap önerisidir.



14 yorum:

  1. Eğer izlemediysen Guillermo del Toro'nun yönetmeni olduğu Oscar ödüllü Pinokyo filmini izlemeni öneririm. Bizse Pinokyo nesliyiz diyebilirim; çocukluğumuzdan itibaren hiç ayrılmadık birbirimizden... ve yazın yine harikaydı:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Filmi izlemedim ama yönetmeni biliyorum, tarzını sevdiğim biri. Öneri ve yorumunuz için teşekkür ederim :)

      Sil
  2. Ya böyle eskiden çok kalın kapaklı üzerinde sadece ismi yazan kitaplar oldu. Böyle 300 sayfa falandılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ciltli ve böyle fazla kalabalık olmayan kapaklı kitaplar bana gizemli gelirdi, hala öyle gelir :)

      Sil
  3. Ay önceki yorumu yanlışlıkla btiirmeden klavyeden kısa yol bir tuşla göndermeyi becerdim. :D Devamını yazayım. En sevdiklerimden Pıtırcık'ın hikayeleri (üç kitabı falan vardı) bir de aynı çocuk öykülerinin olduğu vardı aynı kitabevine ait. Aşırı hoş gelirdi bana o üç kitap. Annem sonra kuzenime vermişti bana sormadan çok üzülmüştüm, hala aklımda hahah... Neyse o kitapta bunu da ilk defa okumuştum. Çocuk kitabı olmalarına rağmen, o kalitede sağlam, özenle hazırlanmış ve gerçekten 'kitap gibi' hissettiren baskılar artık pek yok, o eski halleri hep favorim olmuştur. Bana o kitaplarımı ve çocukluğumu hatırlattın bir an, sağ ol :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamamdır sorun yok :) Evet benim de bazı kitaplarım kardeşime kaldı sonra ondan nereye gitti asla öğrenemedim (aynı şey oyuncaklarım için de geçerli :) Elimizde kalan bazı kitapları da küçük kuzenlerime vermiştik. Aslında çocuk kitapları için ayrıca bir raf falan oluşturmak istiyorum ama şu an hem bunu yapmaya yerim yok hem de param :) Kütüphaneden okumalar yapıp idare ediyorum, böylece hangi kitaplar nasıl, eleme de yapıyorum :) Senin bahsettiğin kitapları hatırlayamadım ama evet eskiden baskılar bence de sanki daha kaliteliydi. Bir de baskının güzel olması okumaya karşı ayrıca bir heves veriyor ve mesela ben de çocukken okuduğum kitapları baskısı sayesinde hatırlıyorum. Gerçekten kitabı değil, kitabı okuduğum anlardan kareleri hatırlıyorum. Ve rica ederim ne demek her zaman :)

      Sil
    2. Valla merak edip baktım internetten, olsa alacaktım aynı yayınevinden aynı kitapları şimdi. Şöyle. Kalındı kitap. Sanki büyüklerin kitapları gibi gelirdi o zamanlar, çok önemli görünürdü gözüme. Kapağı kalın, resimsiz, sadece isim var ama içi çocuk hikayeleri hep ve siyah beyaz resimler olurdu minimal. :)) Hoşuma gitmişti ki hala aklımda kalmış. :)

      Evet, dünya legom vardı, onlarda gitti birilerine. Olsa şu an bile oynardım :D Çocukluğumdaki legoları bile bulamıyorum artık^^ :D

      Sil
    3. Pıtırcıklı kitaplar buldum ama karton kapaklıymış (aynısından bahsediyorsak). Bir de böyle bir sorun var. Aynı baskıdan yapılmıyor. Başka bir yayınevi, hatta aynı yayınevi kitabı yeniden bassa bile aynı şekilde basmayabiliyor...
      Ya evet eski oyuncaklardan da yok artık, hey gidi :(

      Sil
    4. Çocuk kitapları okuyorsan bir Pıtırcık'ı da denemeni öneririm. Şu an nasıl hissettirir bilemem -özellikle çocukluğunda okumadıysan belki hoş gelmeyebilir, emin değilim- ama ben çocukluğumda 100 kere okumuştum (belki annem o yüzden kuzenime verme gereği duymuştur...:D )

      Sil
    5. Ahahahha, tatlıı ve yorumlarından sonra merak ettim :)

      Sil
  4. Bu kitabı hemen yasaklarım. Kediye şiddet mi? Bu nasıl çocuk kitabı? Bu kitaplara nasıl onay veriyorlar anlamıyorum :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani şiddet sahneleri var açıkçası ve bunu benim dışımda yazanı da görmedim. Biraz yorumlara göz gezdirdiğimde bu özellikle de eski kitapların hep güzel özellikleri cicili bicili anlatılıyor. Evet biz de bunlarla büyüdük, evet klasik olmuş ama bu sahneler olmuş mu hayır e o zaman neden söylemiyorsunuz bunları da? Neyse ben söyledim. Kitapta hayvanları kişileştirmişler yani insani özellik yüklemişler ama çocuk bunu anlamaz. Kedi şiddet kopyala yapıştır yapar. Yani kedi kitapta kötü karakter olarak yazılmış diye (insani özellikler yüklenmiş) her şeyi hak eder gibi bir algı olmuş ama olmazzz.

      Sil
  5. Pinokyo'yu bilmeyen yoktur. Meşhur çocuk masallarından. Çizgi filmi de çoktu sanırım. Onu yapan sahip çıkan karakter beni hep etkilemiştir. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitapta Geppetto Usta da biraz daha farklı, azıcık sinirli diyelim. İyi bir ebeveyn figürü de sayılmaz. Pinokyo'yu seviyor tabii. Tabi onun çizimlerini ben de babacan bir dede olarak hatırladığımdan olumlu hisler hissediyorum. Yine de kitapta etkisi çok azdı.

      Sil

Popüler Yayınlar