![]() |
Yazar: Haruki Murakami, Çevirmen: Hüseyin Can Erkin, Yayınevi: Doğan Kitap |
Kitap, çocukluklarının bir döneminde karşılaşmış Tengo ve Aomame'nin hikâyesini konu ediniyor. Her iki karakter de yalnız birer çocukluk geçirmiş ve bu nedenle de yetişkin olduklarında dahi bağ kurmakta zorluk çekiyorlar. Tengo bir dershanede matematik öğretmenliği yapıyor ve bunun yanı sıra bir yazar. Aomame ise görünürde bir spor eğitmeni. Ayrıca kadınlara dövüş dersleri veriyor. Görünürde diyorum, çünkü Aomame'nin bir de herkesten sakladığı başka bir mesleği var. O bir kiralık katil. Madam hitabıyla anılan varlıklı ve yaşlı bir kadının yönlendirmesiyle karısına şiddet uygulayan ve düzelme belirtisi göstermeyen erkekleri kendi ürettiği özel bir suç aletiyle öldürüyor.
Tengo ve Aomame ilkokulun iki yılını birlikte okumuşlar. Aomame'nin ailesi üyesi oldukları Şahitler cemaatine tutucu ve tutkun bir şekilde bağlı oldukları için, Aomame çocukken akranları tarafından hep dışlanmış. Tengo'nun babası ise bir NHK tahsildarı. Yani radyo ve televizyon vergilerini toplayan bir memur diyebiliriz. Kapı kapı dolaşarak, hatta insanları resmen taciz ederek para ödemelerini sağlıyor. Bu durum Tengo’nun da dışlanmasına neden olmuş.
Bir gün sınıfta Aomame zorbalığa uğrarken Tengo ona yardım ediyor. Bu olay sonrasında Aomame bir ders çıkışında etrafta kimseler yokken Tengo'nun elini tutuyor. Evet öylece, hiçbir şey söylemeden. O an ikili sanki donup kalıyor; ama tabii zaman akmaya devam ediyor. Zaman geçiyor, geçiyor ve geçiyor. Yirmi yıl kadar, geçiyor. İkili artık otuz yaşında. Ve bir gün, Aomame, yine görev yerine giderken sonradan 1Q84 adını vereceği yeni dünyasına giriş yapıyor; aynı şekilde Tengo da editör Komatsu'dan gelen "gizli görevi" kabul ederek "Kediler Şehri" adını vereceği dünyasına giriş yapıyor. Tabii olaylar gelişiyor.
Benim okuduğum bu tek cildin içinde aslında üç kitap birleşmiş durumda. Yani bu kitabı böyle tek cilt okumak yerine, üç kitap halindeki basımından da okuyabilirsiniz. Bu kitabı ebatına bakmadan farklı zamanlarda iki kez okudum. Hatta bir üçüncüyü bile okuyabilirim. Kitabın konusu evet çok orijinal bence ama kitabı bu kadar sevmemin asıl sebebi bana bir arkadaşımlaymışım gibi hissettirmesi. Biliyorsun, böyle kitaplara bağlanır insan. İşte 1Q84 de benim için böyle. Aşağıda kitaptan bazı alıntılara yer vereceğim. Aslında kitabın içinden yazabileceğim gerçekten çok fazla alıntı var. Ama bu kadarla artık yetiniyorum.
Kitap aklıma geldiğinde keşke bu kitabın bir film veya dizi uyarlaması olsa diye düşünüyorum. Murakami'nin bazı roman ve öyküleri beyaz perdeye uyarlandı ancak buna karşın nasıl olur da bu kadar özgün ve üstüne her durumda satabilecek aşk temalı bir kurgu film yapılmaz anlayamıyorum. Belki de böylesi daha iyidir, kim bilir... Çünkü ucunda hayal kırıklığına uğramak da var. Bir gün filmi veya dizisi yapılırsa umarım oyuncular tam olarak kitaptaki karakterleri yansıtacak şekilde olur ve kurgunun özünü değiştirmezler.
Kitaplarla kalın.
(22.03.23)
ALINTILAR
''Felsefik bir bakış açım olduğundan değil. Yalnızca, kendime karşı dürüst olmaya çalışıyorum.'' (Sayfa 260)
...kendi tercihimizi yaptığımızı sanıyoruz, ama aslında hiçbir şeyi tercih ediyor değiliz. En baştan belli olan bir şeyi tercih ettiğimizi sanıyoruz belki de. Özgür iradenin var olduğunu düşünmek istiyoruz yalnızca. Arada sırada bu düşünceler geçiyor aklımdan. (Sayfa 261)
Tibet çarkıfeleği gibi. Çark döndükçe değerler ve duygular azalıp artar. Bir pırıl pırıl parlar, bir karanlığa gömülür. Fakat gerçek aşk, çarkın merkezinde kımıldamadan kalır. (Sayfa 398)
Sana karşı sevgi besleyebilir miyim, bilemiyorum. Fakat en azından seni şu an olduğundan daha fazla anlayabilirim. (Sayfa 549)
Açıklanmadığı zaman anlayamıyor olman, ne kadar açıklanırsa açıklansın anlayamayacağın anlamına gelir. (Sayfa 553)
Ay her zaman olduğu gibi suskundu. Fakat artık yalnız değildi. (Sayfa 709)
Ağlamayı bıraktı. Ne kadar gözyaşı dökerse döksün bu bir şeylerin çözümlenmesini sağlamayacaktı. Bir kez daha soğukkanlı, güçlü Aomame haline gelmesi gerekiyordu. (Sayfa 740)
Aomame parkı izliyor, gökteki aylar Aomame'yi izliyordu. Fakat Tengo gelmedi. (Sayfa 813)
Aomame, mümkünse artık hiç kimseyi yaralamak istemiyordu. Kendisini yaralamak istemediği gibi. (Sayfa 857)
Bu kadın Tengo’yu yürekten seviyor, diye düşündü Uşikava, hayranlıkla. Ona karşı neredeyse koşulsuz bir sevgi besliyordu. Bir başkası tarafından bu denli sevilmek, insana kendini nasıl hissettirir acaba? (Sayfa 944)
Gökyüzünde yol alıp gözden kaybolan o gece bulutlarına baktıkça kendisinin dünyanın sonuna yakın bir yere getirildiği hissine kapılıyordu Aomame. (Sayfa 1042)
Yüz hatları gerçekten güzelleşmiş miydi, yoksa aslında değişmemişti de bu yüze bakan kendi duygu dünyası mı farklılaşmıştı? Aomame, bunu ayırt edemiyordu. (Sayfa 1099)
Bir kez ümit doğduğu zaman, insanın kalbi kendi başına hareket etmeye başlar. (Sayfa 1108)
Aomame'nin anlatmak istediği şeyler, bir kez sözcüklere dökülüverince anlamını yitirecek türden şeylerdi hep. (Sayfa 1198)
Not: Bu kitap yorumu yazısı reklam değildir, kitap önerisidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder