Andersen Masalları (Hans Christian Andersen) | Kitap Yorumu

Yazar: Hans Christian Andersen, Çevirmen: Behçet Necatigil,
Yayınevi: Can Çocuk Yayınları

Kitap, kitabın çevirmeni Behçet Necatigil'in kızı Ayşe Sarısayın'ın kaleme aldığı ''Andersen'e, Necatigil'e ve çocukluğumun masallarına dair...'' başlıklı bir önsöz ve on üç masaldan oluşuyor. Bu masallar; Parmak Kız, İmparatorun Yeni Elbiseleri, Bezelye Üstündeki Prenses, Çirkin Ördek Yavrusu, Gelin Güvey, Çoban Kızıyla Ocak Süpürücüsü, Küçük Denizkızı, Yaban Kuğuları, Çam Ağacı, Yiğit Kurşun Asker, Domuz Çobanı, Küçük İda'nın Çiçekleri, Kibritçi Kız'dır.

Hans Christian Andersen, Danimarkalı bir yazar ve şairdir. Yazarın geleneksel masallardan ilham alarak yazdığı masallar, tüm dünyada nesiller boyu dilden dile dolaşmıştır ve aslında bugün de etkisini sürdürmektedir. Aslında yazarın çocukluktan itibaren zor bir yaşamı olmuş. Asıl hayali tiyatro oyuncusu olmakmış. Maddi olanaksızlıklar nedeniyle bu hayalini gerçekleştiremese de üniversite öğrenimi görmüş, pek çok ülke gezmiş ve tüm bu hayat deneyimlerinden ilham alarak okurlarını farklı diyarlara götürecek pek çok masal kaleme almış. Eserleri dünyada en çok dile çevrilen yazarlardan olan Andersen, günümüzde çocuk edebiyatının Nobel'i olarak ifade edilen Hans Christian Andersen Ödülü'ne de ismini vermektedir.

Kitapta yer alan masalların çoğunu birçoğunuz zaten biliyorsunuzdur. Ben de birkaç tanesi dışında hepsini biliyordum. Masallar, bir toplumun kültürünü depolayan ve öğreten önemli bir araç. Aynı şekilde bu kitaptaki gibi farklı bir kültürden çıkan masallar da çeşitli erdemleri aktarmak ve hayal gücünü geliştirmek için yararlı olan bir edebi tür. Masallar günümüzde artık dinleme veya okuma odaklı olmaktan çıkıp daha izleme becerisine hitap eder bir konuma geldi. Animasyon şeklinde kurgulaştırılmış masallar sanıyorum ki daha fazla dikkat çekiyor. Bu durumun da tabi ki hayal gücünü sınırlama, dil becerilerinin kullanımını azaltma ve belki aile üyeleriyle daha az vakit geçirme gibi olumsuz sonuçları olabilir.

Masallar eğitici-öğretici özelliklerinin yanı sıra düş gücümüze iyi gelen, bu nedenle okurlarında genellikle pozitif hisler bırakan bir edebi tür. Bir masalda yaşanan olaylardan dolayı üzüntü, kızgınlık, hayal kırıklığı gibi hisleri anlık olarak hissetsek bile, masalın tümünü düşündüğümüzde pozitif hislere kapılma olasılığımız daha yüksek. Bu kitabı okurken de temelde hissettiğim hisler böyleydi. Masallar tabi daha çok çocukluğumuzla bağdaştırdığımız bir tür olduğu için onları değerlendirirken bazen belki de bu hislere sığınıp onları okuyan yetişkin halimizin gördüğü olumsuz durumları halı altına süpürmeye yakın olabiliyoruz. Ancak ben öyle yapmayacağım.

Kitapta yer alan masalların düş gücünü harekete geçirmek gibi çok önemli bir olumlu özelliği olsa da, masallarda yer alan cinsiyetçilik, sınıf ayrımı ve belki de bu masallar geçmişte yazıldığı için o dönemin düşünce yapısına göre oluşturulmuş neden sonuç ilişkileri pek de sağlıklı değillerdi. Tüm bu masallarda aslında olumsuz örnek ve davranış oluşturan başlıca durumlar mevcut. Güzelliğe yüklenen önem, iyiliğe yüklenen kendi hakkını savunmama davranış kalıbı, kadınların her türlü cefayı çekmesi, kadınların kaderlerinin ve mutlu sonlarının hep kaderin veya bir otorite figürünün ellerinde olması gibi gibi. En mutlu sonların güzel olmak, saray mensubu bir ünvan sahibi olmak, evlenmek vs olması... Tüm bunların özellikle de bilinçaltına sünger gibi her şeyi çeken çocuklarda hatalı ve kısıtlı inanç kalıpları oluşturabileceğini düşünüyorum. Kahraman veya mağdur arketipine bürünmüş insan, günümüzde zaten fazlasıyla mevcut. Tabii tv ve sosyal medya şovlarını düşündüğümüzde masallar çok masum görünüyor ancak bir yanlışı başka yanlışla aklamaya çalışmak da manasız. Çünkü masallar da biraz eleştirel bir gözle onları okuduğumuzda öyle göründükleri gibi ponçik (zararsız) değiller.

Bunun dışında tabi ki masallar çok önemli duygu aktarıcılar aynı zamanda. Tam da bu nedenle zaten kişide olumsuz inanç kalıpları oluşturma durumu güçlü olur. Bir düşünce kalıbı en kalıcı olarak hisle kişide yer bulacaktır. Ancak tam bu noktada, masallarda yer alan zıtlıklardan yararlanarak aslında çok çeşitli etkinlikler oluşturulabilir. Bu etkinlikler ile dinleyicilerin\ okuyucuların karar verme becerilerini geliştirmek üzerine alıştırmalar yapılabilir. Örneğin masalı etkileşimli bir şekilde okumak, yazma etkinliklerinde kullanmak, yaratıcı drama ve tiyatro çalışmaları yapmak gibi etkinliklerde masallardan yararlanılabilir. 

Velhasıl kelam, masallar hayatımızda yolumuzun bir şekilde kesiştiği ve içimizde yer eden edebi bir tür. Benim de çok sevdiğim bir tür. Ancak masalların ardında yatan anlamları da göz ardı etmemek lazım yukarıda da açıkladığım gibi. Bunun dışında bu kitap güzel bir derleme. Başucu kitabı şeklinde de okunabilir. Çocuklara okuturken ise dediğim gibi bir kendi süzgecimizden geçirmekte fayda var. Çünkü çocuklar doğru yanlış ayrımını kolaylıkla yapamayabilirler. Hatta yetişkin okurlar bile yapamayabilirler. Ama derseniz ki bir şey olmaz amannn, yani güzel bir derleme ve çeviri. :)

Hoşça ve kitaplarla kalın.


ALINTILAR

Dağlar aşar, sıcak yerlere uçarız. Güneş oralarda buradakinden çok daha güzeldir; her zaman yazdır oralar, her zaman güzel çiçekler açar. (Sayfa 29 - Parmak Kız)


''Dünya ne büyükmüş!'' dedi yavrular, hakları da vardı böyle demekte; şimdiki yerleri yumurtanın içindekinden çok farklı, çok başkaydı çünkü. (Sayfa 45 - Çirkin Ördek Yavrusu)


Kendi görüntüsünü gördü. Fakat kaba saba, çirkin, biçimsiz, kül renkli bir kuş değildi artık. Bir kuğu olmuştu şimdi. (Sayfa 57 - Çirkin Ördek Yavrusu)


Bir ördek çiftliğinde doğmuş olmanın ne önemi var, yeter ki kuğu yumurtası olsun yumurta. (Sayfa 57 - Çirkin Ördek Yavrusu)


Böylece yıllar geçti ve bu aşk eskidi. (Sayfa 61 - Gelin Güvey)


Üzüntüden kalbi parçalanacak gibi olmuş. (Sayfa 94 - Küçük Denizkızı)


''Gençliğine sevin,'' dediler güneş ışınları. ''Tazesin, yeşilsin, gönlünde hayatın baharı; buna sevin!'' (Sayfa 135 - Çam Ağacı)


Anlatmak uzundur, çok uzun! (Sayfa 135 - Çam Ağacı)


Ben bu masalı en mutlu gecemde dinledim, ama o zaman ne çok mutlu olduğumu hiç düşünmedimdi. (Sayfa 144 - Çam Ağacı)


Asker balerine, balerin askere bakmış; bakışmışlar ama ikisi de konuşmamış hiç. (Sayfa 153 - Yiğit Kurşun Asker)



Not: Bu kitap yorumu yazısı reklam değildir, kitap önerisidir.



12 yorum:

  1. Masallar hakkında söylediklerine katılıyorum. Çocukken fark edemediğimiz pek çok basmakalıp düşünceyi sonradan anlıyoruz. Gerçekten anlamlı olanları az maalesef. Bu masalları ben de okur ve severdim ama yeni yerli masallar daha hoş, öğretici çocuklar için. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunların çoğu bilindik zaten, tamam üstten bakınca sevimli de duruyorlar ama çok değil biraz dikkatli okuyunca aslında çok da ''sevimli'' olmadığını anlıyorsun. Yani masallardan tabi ki yararlanılabilir ama tüm bu masallarda aslında yanlış durumlar var. En beğenmediğim durumlar; iyiliği saflık (başka kelime kullanmayım şimdi) olarak anlatmak, fedakarlığın kendi hakkına girecek boyutta olması, saflık boyutunda bir iyilikteysen güzelliğin lanetmiş gibi anlatılması veya tam tersi güzelsen fettan bir tip olman güç zehirlenmesi yaşaman vs, aşk olaylarında erkek tarafın baskın fikri (kadın karakter zaten aşık olmaz, manipüle edilir :) gibi gibi gibi bir sürü şey.

      Üstten okuyunca aaa ne tatlı ''iyiler'' ödüllendirildi, kötüler cezalandırıldı falan. Alakası yok. Bir de mesela bu kitapta bir masal vardı (Domuz Çobanı) komple günümüz toksik erkeğinin intikamını işlemiş :) Aynı şekilde Küçük Denizkızı, sözde kız aşkı için fedakarlık yapacak. Hade ordan :) Her şeyini verdi ve üstüne aşkını itiraf etmedi, üstüne pisi pisine yok oldu gitti. Ama en sonda yine ağza bal çalma, iyi olursan şirinleri (mutluluğu) sonra belki görürsün mesajı da var. Tabi canım oldu. Yani gereksiz fedakarlık güzellemesi gereksiz fazla ve yanlış neden sonuç ilişkilerine sebebiyet verir yani aman dikkat bir durum.

      Özetle masallar çok da masum, cici değiller. Yine de yaratıcılığı destekler mi, evet ama dikkatli de olmak gerekli diye düşünüyorum. Erdemleri anlatması bakımından da masallar pek tabi önemli, bu masallarda da güzel erdemler kurguya yedirilmişti ama yanlış bağlamda. Neden sonuç ilişkisini doğru kurmak önemli, yoksa zihin onu bu böyledir diye gerçek yaşama da yapıştırır. Yerli masallardan da okumak istiyorum. Belki bazısını biliyorumdur da şimdi anımsayamadım.

      Yorumun için teşekkür ederim :)

      Sil
  2. Masal okumayı severim ben. Çocuk kitabı gibi görülse de bence oldukça keyifli ve yararlı kitaplar. Bazı kitaplar çocuk veya genç yaşta okunmuş diye kenara atılmamalı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de çok severim. Bu arada bu kitap güzel bir derleme. Masal seviyorsanız öneririm :)

      Sil
  3. Bu yazın bendeki masal okuma isteğini körükledi :) Şu an klasiklerden çok genç hissettiren okumalara geçiş yapmıştım daha hafif şeyler okuyordum, bu gidişle beni de masal kitaplarına başlatacaksın... Ponçik veya değil bizler için ne güzel alıntılanacak bolca satır içeriyormuş ama değil mi? Çocuklara da süzgeçten geçirip okuyabilir-okunamaz göz atıp okumak veya okutmak lazım tabii.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben masalları çok severim. Hatta vaktiyle hayal kurabilirken masallar üzerine çalışma yapmayı da çok istemiştim. Belki yine olur gerçi. Bir gün... Bir gün diye diye de içim kurudu, hayırlısı.
      Masalları hep çok sevmişimdir. Zaten onların yararlı yönlerini asla yadsımıyorum ki yazımda da bahsettim. Ama onları nasıl kullandığımız önemli. Malesef bazı masallardaki (çoğu herkesçe bilinen masaldaki :) yargılar çok yanlış. Bunu da elimde kalemle hata arar gibi bulmadım bu arada. Kitabı dümdüz okurken bile fark ediliyor ama önceden fark etmezdim yani.

      Masallar zaten basmakalıp ifadeleriyle ve zıtlıkların bir aradalığıyla masaldır. Masal türünü tanımlarken bile bu özelliklerine vurgu yapılır. Zaten hepsi tiplemedir, karakter değil. Yine de okurları etkileme özelliği büyüktür. Kahraman-mağdur ikiliği özellikle tehlikeli. Aynı şekilde iyi biri olmanın saf ve hakkını yediren biri olması vs de.

      Neyse yani yaratıcı düşünme becerisini geliştirmek için ben masallardan faydalanırdım ama masallardaki hatalı yargılar üzerinde de durur, hatta değiştirirdim senin de dediğin gibi. Kafamda zaten dünya fikir var da...

      Sil
  4. kibritçi kız ergenlikten önce sorguladığım ergenlikten sonra en sevdiğim öğretmen olduktan sonra bunu bir çocuğa nasıl masal diye okutup bilincine bunları işletirler diye hayıflandığım bir masaldı. Kibritçi kız ve niceleri... her masal masum değil maalesef her ebeveyn önce kendi okumalı sonra internette subliminal herhangi bir içerik var mı diye araştırmalı çocuğuna öyle okutmalı bilinçli bir yaşta okumayla çocuk yaşta okuma arasında farklar oluyor maalesef hala daha üzülürüm hiç var olmamış ama bir yerlerde hikayesi olduğunu bildiğim kibritçi kıza ve küçüklüğümde bulup sarılmak isterdim ona :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kibritçi Kız yine diğer masallara göre hafif kalır bence. Evet onda da dramatik yanlar bulunuyor ama benim asıl olumsuz eleştiride bulunduğum nokta, belli başlı özelliklere sahip olmanın yüceltilmesi ve hep bir dışa bağımlı gelişen olaylar zinciri. Özellikle bir masalın içinde aşk teması varsa yüzde doksan olumsuz durumlar da bulunuyordur. Kadın karakter zaten ‘’iyi’’ ve\ veya ‘’güzel’’ olmasa bir hiçtir. Güzellik de zaten ‘’başa beladır (!).’’ Böyle böyle bir sürü yargı.

      Kibritçi Kız benim de sevdiğim bir masal. Aslında ölüm, yoksulluk, hastalık gibi hayatın gerçekliğini içeren temalar çocuğa verilmeli. Bazı derslerimde de bunu tartışmıştık üniversitede (Türkçe öğretmenliği mezunuyum). Yani bu temaları verip vermemek değil mesele, nasıl verdiğimiz önemli senin de üzerinde durduğun gibi. Çocukları cam bir fanusta yetiştiremeyiz, sonuçta hayatın gerçeklerini de almalı. Buradan almasa gider başka yerden görür alır olay o değil. Ama bunu, bu olumsuzluklarla tanışmayı, bazı durumlara karşı düşünce geliştirmeyi vs gözetimli bir şekilde öğrenmeli. Bu arada Kibritçi Kız gayet hoş bir masal bence de.

      Sil
  5. Okumayı söktüğüm zaman babam almıştı bana . Andersen'den Masallar yazıyordu kitabın kapağında ve çok severek okumuştum. Paylaşımını okuyunca bir kere daha okumak geldi içimden:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Masallar çocukluk yıllarından bir parça. Bu nedenle yerleri farklı oluyor. Bu kitap güzel bir derleme, en bilinenleri seçilmiş. Daha evvel daha çok masalın olduğu ciltli bir kitabı da okumuştum ama hangi baskıydı anımsamıyorum.

      Sil
  6. Bu yazıdan sonra masallara inancım kalmadı :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) Ya ben bir şeyi incelerken her yanını görmeye çalışan ve gördüğünü yazan biriyim. Yoksa yani ben de güzellemeler döşerim, güzel de döşerim hani :) Yüzlerce yıllık masallar sonuçta ama yanlış bir düşünce biçimine de gözümü kapatamam. Örneğin aynısını Pinokyo yorumumda da yaptım. Evet benim de çocukluğumun hikayesi dedim, olumlu yönleri bu bu, olumsuz yönleri de şu şu. Ancak bu şekilde doğru bir bakış açısıyla eleştirel düşünebiliriz. Masallar da evet uzaktan ciciler ama yakından olumsuz durumlar var. Ve zaten hayatın cici bir masalla da ilgisi yok. :)

      Sil

Popüler Yayınlar