Masal Masal İçinde (Ahmet Ümit) | Kitap Yorumu

Yazar: Ahmet Ümit, Yayınevi: Everest Yayınları

Vaktiyle bir ülkede, ülkesi için çabalayan ve halkının iyiliğini düşünen genç bir padişah yaşarmış. Bu padişah oldukça da barışçılmış. Savaşlara pek yanaşmaz, yardıma muhtaçlara destek olurmuş. Ancak bu padişah da kusursuz değilmiş. Hatta, çok önemli bir kusuru varmış! Övünmeyi çok severmiş. Herkese yardım edermiş bu doğru, ancak günün sonunda tahtına oturur oturmaz başlarmış o gün yaptıklarını sayıp dökmeye. Çevresindeki dalkavuklar da durur mu, onlar da başlarmış "vay padişahım çok yaşayın", "vay padişahım sizden iyisi yok", "vay padişahım yürüyün be kim tutar sizi..." :) 

Padişah övüldükçe kendinden geçer ve bu dalkavuklara kör olurmuş. Padişah tüm bu övgülere inanırmış inanmasına da, padişahın aynı zamanda çocukluk arkadaşı olan vezir her şeyin farkındaymış. Bir gün yine padişah, etrafına toplanan yalakaların ortasındayken bir yalaka söz almış: "Yeryüzünde sizin kadar iyi, sizin kadar cömert başka kimse yoktur..." demiş; demiş demesine ama vezir tetikteymiş, padişahtan önce atılmış ve aslında padişahlarından çok daha cömert olan bir adamın varlığından söz etmiş. Bu itirazı beklemeyen padişahın yüzü gölgelenmiş, keyfi kaçmış. Veziriyle atışmış. Ancak sadece arkadaşının iyiliğini düşünen vezir geri adım atmamış ve bunun üzerine vezir ile padişah esnaf kılığına bürünerek bir günlük mesafedeki komşu kentte yaşayan bu cömert mi cömert kör adamı görmek üzere yollara düşmüşler. 

Bu yolculuk padişah ve veziri çok uzak diyarlara kadar götürmüş. Neden mi? Çünkü Köradam Kuyumcu'nun hikâyesini merak edermiş, Kuyumcu Demirci'nin, Demirci Müezzin'in, Müezzin Şapkacı'nın... Hal böyle olunca masal masal içine girmiş ve hepsi birbirine bağlanmış. Kitap boyunca iç içe girmiş bu masalları, tıpkı kentten kente yolculuk yapan padişah ile vezir gibi teker teker dinliyoruz biz okuyucular da. Kitap 6 bölümden oluşuyor. İlk bölümde karakterleri ve tuhaf özelliklerini tanıyoruz. Sonraki bölümlerde ise sondan başa doğru ilerleyerek sırasıyla bu karakterlerin hikâyelerini öğreniyoruz. 

Kitabın çocuklar için uygun bir kitap olduğunu düşünmüyorum ancak yetişkin okurlar için hoş bir seçim olabilir. Sürükleyici bir kitaptı. 

Kitaplarla kalın.

(08.01.23)


ALINTILAR

''Siz iyi göremediniz galiba, o adamı ben değil hırsı kahretti.'' (Sayfa 24)


''Yolda yürürken bile sanki bir düşte yaşıyor gibisiniz.'' (Sayfa 31)


''Derdimi dinleyip boş yere kederlenmeyin. Varın gidin işinize.'' (Sayfa 35)


Öyküyü dinleyen Müezzin'in gözleri dolu dolu olmuş: "Bazen düşünüyorum da," demiş "yaşam insanoğlu için bir armağan mıdır, yoksa ceza mı, çözemiyorum." 

"Hiç kuşkusuz yaşam bir armağandır," diye yanıtlamış Padişah. "Ama biz insanlar öyle âciz yaratıklarız ki, bize sunulan bu armağanın tadını çıkarmak yerine kendimizi acılara boğuyoruz." (Sayfa 63)


"İnsanoğlu böyledir işte. Bir ömür boyu güzele ulaşmak için çabalar durur, ama aşk ayağına geldiğinde birazcık sabır gösteremez." (Sayfa 90)


''Önce paylaşmayı, sonra merhamet etmeyi öğrenmelisin.'' (Sayfa 103)


Not: Bu kitap yorumu yazısı reklam değildir, kitap önerisidir.



10 yorum:

  1. İlk yorum benden gelsin o zaman! 🙋‍♂️ Ne güzel bir yazı olmuş bu, eline sağlık! Okurken hem gülümsedim hem de masalların iç içe geçişini senin kaleminden yeniden yaşadım. Ahmet Ümit’in böyle farklı bir anlatım tarzı yakalaması gerçekten çok hoşuma gitmişti. Çocuk kitabı gibi görünüp aslında yetişkinlere hitap eden bir masal havası vermesi, hayatın karmaşasını tatlı bir şekilde yansıtıyor bence.

    Senin yazın bana da enerji verdi, kitapla ilgili kendi hislerimi hatırladım. Masalların arasında kaybolmak bazen insanın ruhuna çok iyi geliyor. 😊 Yorumunu okuyan biri kesinlikle kitabı eline alıp okumak ister, çünkü sen çok samimi ve akıcı bir şekilde anlatmışsın.

    Devamını da böyle keyifle bekliyorum, çünkü yazılarında o sıcaklığı hissettiriyorsun. 👏 Kitaplarla kalalım hep beraber 📚

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahmet Ümit'i aslında genelde polisiye romanlarıyla biliyordum. Bu kitabını ilk kez üniversitedeki bir dersimde duymuştum. Hoca bir kitabı nasıl merak ettirebileceğimizi bu kitabı örnek göstererek anlatmıştı. Kitaptaki masalların bir bulmacayı oluşturur gibi iç içe geçmesi sonunu merak ettiriyor. Kitap okumayı sevmeyen insanlar genelde sıkılacaklarını öne sürerek okumayı denemiyorlar bile. Ancak bir kitabı ilgi çekici anlatır ve karşımızdakilerin onu okumasını sağlarsak, insanlar o kitabı sırf meraklarından bile okuyabilirler. :) Kitabın bende böyle bir anısı var yani. Derste hoca bu kitabı biraz anlattı diye sonunu aşırı merak etmiştim. Kütüphanede bulunca da okumuştum. Benim yazımın da okurlara bu hissi vermesi beni gülümsetti bu nedenle. Teşekkür ederim :)

      Sil
  2. Ahmet Ümit'in tüm kitaplarını okudum. Kendisi bana kitap okumayı sevdiren yazarlardan olduğundan yeri ayrıdır. Fakat dürüst olmak gerekirse çocuk kitaplarını çok başarılı bulamadım ben. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahmet Ümit ile ilgili bir anım var. Bu nedenle yazardan okuduğum tek kitap bu oldu :) Ahmet Ümit ve Dan Brown önyargılı olduğum yazarlar ve bu durumda yazarların hiçbir payı yok. Taaa liseye giderken gıcık olduğum bir kız vardı. Aslında sadece kısa bir dönem konuşmalarına gıcık kapıyordum ama baksana yazar seçimime dek etki etmiş ahahhahah. Artık çok da net hatırlamıyorum aslında ama kız bir kere tepeden baka baka bana bu iki yazarı övmüştü. Onun arkadaşı da vardı biri bir yazarı, öbürü diğerini övmüş ve bu yazarları okumayana kitap okuyor demem demişlerdi. What dedin gülüm ahahahah. O günden sonra inat etmişim bu yazarları okumamaya. Yıllar sonra yine Ahmet Ümit'ten bu kitabı okumuştum ama Dan Brown kitaplarıyla şu iki kişi nedeniyle tanışamadım. Belki denk gelirse okurum hem diğer yazarı, hem bu yazarın başka kitaplarını. Artık önyargılı olmasam da hevesimi çalmış o kızlar :)

      Sil
    2. Anlıyorum, sinir bozucu bir durummuş cidden. Bana da bir kız ben senden daha güzelim demişti ortaokulda mı neydim, sarışındı, uzun süre ne erkek ne kız sarışınları hiç sevememiştim ahaha... Çocukken oluyor böyle şeyler ve etkiliyor insanı. Ama bence Ahmet Ümit’in özellikle polisiye romanları seni şaşırtabilir, atmosferi çok güçlü. Dan Brown ise tam tersi, çok sürükleyici ama film gibi ilerleyen kitapları var. Belki günün birinde eline geçerse ikisine de bir şans vermek keyifli olabilir. :)

      Sil
    3. Ortaokul hadi neyse de lisede artık afedersin eşek kadar oluyorsun. Herhalde o da bana gıcık olmuş o an ki kendince bir şeyler demiş işte ama bende yer etmiş :) Ama lise dediysem 9 falandık sanırım. Ortaokuldan çok da farklı değil aslında düşününce.

      Sil
  3. dört beş tane ahmet ümit okudum sonra bıraktım :) ahmet ümitin kendisini seviyorum ama kitaplarını iyi bulmuyorum yani söyle kitaplarında konu dışı gereksiz bilgiler veriyor, gayet sürükleyici yazarken örneğin araya tarihi bilgiler koyuyor ve soğutuyor, romanlarında yaklaşık 100 sayfayı çıkarırsak bence çok iyi romanlar olurlar :) ama kendisinin sohbetleri ve kitap edebiyat bilgisi çok iyi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında yazarın tarzını anlamam için en çok yazdığı tür olan polisiyelerini okumam lazım. Sadece bu kitabını okuduğum için anlatımını anlayamadım haliyle ama belki bir ara okurum. Bilgili olmakla bildiğini aktarmak da farklı şeyler gerçekten. Çok fazla yığın bilgi bir kurguda aktarıldığında sıkıcı olabiliyor. Ama bu yazar eski instagram hesabımda paylaştığım bu yorumumu beğenmişti onu hatırlıyorum. Tatlı bir hareketti :)

      Sil
  4. Konusu diğer kitaplarına göre farklı, o yüzden merak uyandırdı. Ahmet Ümit iyi yazıyor ama polisiyede benim beklentim gizem ve gerilim olduğu için bunu pek karşılamıyor gibi geldi bana. Kitaplarında sanki polisiyeyi geride bırakacak kadar başka şeylere yoğunlaşıyor gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başka kitaplarından hiç okumadığım için bir fikrim yok ancak Deep de aynısını yazmış. Evet yani polisiye deyince çok farklı tarzlarda yazanlar var. Ben mesela otopsili polisiyeleri de, tarihi kurguya dokunan polisiyeleri de çok sevemiyorum. Favorim Agatha Christie tarzı dedektiflik polisiyesi :)

      Sil

Popüler Yayınlar