![]() |
Yazar: Bram Stoker, Çevirmen: Niran Elçi, Yayınevi: İthaki Yayınları |
Karpat Dağları’nın üzerinden azametle yükselen eski şatoya ayak basan genç avukat Jonathan Harker’ın hayatı o günden itibaren değişir. Kont Dracula isimli soylu bir beyefendi olan tuhaf ve ürkütücü ev sahibi, Londra’ya taşınmak üzere işlemler başlatmıştır. Jonathan ise bu işlemlerle ilgilenen avukattır. Bu şatoda tutsak olarak geçirdiği günler boyunca korkutucu deneyimler edinir. Bu sırada da Dracula Londra’da yeni yaşamına adım atar.
Jonathan’ın Londra’daki nişanlısı Mina, Jonathan’ın yolunu gözlerken arkadaşı Lucy’nin yanına ziyarete gider. Evlilik hazırlıkları yapan Lucy’nin iki büyük sıkıntısı vardır. Lucy’nin annesi çok hastadır. Kalbinden hasta olan bu kadın, alacağı ani bir haberle bile ölebilir. Bunun dışında Lucy uyurgezerdir. Yine bir gece yatağından kalkar ve dışarıya çıkar. Dracula’nın öpücüğüyle tanışan Lucy, arkadaşı Mina tarafından kurtarılsa da o geceden sonra bir daha eskisi gibi olmaz. Van Helsing isimli tuhaf ve zeki bir adam ise Lucy’i iyileştirmek üzere karakterlerimizin hayatlarına girer ve Kont Dracula’nın yüzyıllara yayılmış karanlık hükümdarlığını sona erdirmek üzere karakterlerimiz birlik olurlar.
Kitap Mina Murray, Jonathan Harker, Dr. Seward ve Lucy Westenra’nın günlüklerinden, bazı gazete haberleri ve kısa notlardan oluşmaktadır.
Kitaba başlarken beğeneceğimi düşünmüştüm. Ancak kitap düşündüğümden çok daha sürükleyici bir olay örgüsüne sahip çıktı. Dizi izlermişçesine bir bölüm daha diye diye kitabı okudum. İlgisini çekenlere kitabı öneririm. Hem, korku edebiyatında yer etmiş bu vampirlerin atasını daha yakından tanımak heyecanlı olabilir.
(05.09.22)
ALINTILAR
''Endişeliyim. Kendimi burada ifade etmek beni yatıştırıyor, insanın kendi kendine fısıldarken bir yandan dinlemesi gibi.'' Sayfa 88 - (26 Temmuz\ Mina'nın Günlüğü)
''Bu gece kendimi çok mutlu hissediyorum. O kadar zayıf düşmüştüm ki, düşünebilmek ve etrafta dolaşabilmek, çelik grisi gökyüzünde uzun süren bir doğu rüzgarından sonra güneş ışığını hissetmek gibi geliyor.'' Sayfa 148 - (Lucy Westenra'nın Günlüğü\ 12 Eylül)
''Yaşamlarında hiçbir korku, hiçbir dehşet olmayan bazı insanlar ne kadar mutlu; uykunun her gece bir nimet gibi geldiği ve tatlı rüyalardan başka bir şey getirmediği insanlar.'' Sayfa 155 - (Lucy Westenra'nın Günlüğü\ 12 Eylül)
''Zaman zaman ağlamak bize faydalı oluyor sanırım, yağmurun yaptığı gibi havayı temizliyor.'' Sayfa 206 - (Mina'nın Günlüğü\ 25 Eylül)
''Bense oturmuş, düşünüyorum - ne düşündüğümü bilmeden.'' Sayfa 212 - (Mina'nın Günlüğü\ 25 Eylül)
Not: Bu kitap yorumu yazısı reklam değildir, kitap önerisidir.
En sevdiğim kitaplardan. Vampir konusunun hem kitaplarda hem filmlerde ilgi görmesinden farklı farklı şekillerde işlenen bir konu: vampirler. :) Çok uzun zamandır Dracula'nın bir filmini hatırlıyordum çocukken izlediğim. Filmle ilgili hatırladığım Kanal D de yayınlandığı, bir mezar sahnesi ve dans ederken Dracula'nın aynada görünmeyişiydi. Filmi bu sene izleyebildim bulup Dracula Dead and Loving it. Harika bir film değil tabi ama 90lar hissiyatı veren tatlı, komik bir film ben iyi vakit geçirdim izlerken. Aslında bir konuyla ilgili izleme ve okuma yapmak çok güzel bir fikir olarak gelir bana. Diyelim ki vampirler hakkındaki filmler ve kitapları okumak gibi ya da farklı bir konuda. Şu anlık zor görünse de böyle bir şey yapmak isterdim bir kerelik bile olsa gerçi vampir yerine daha sevimli bir konu da seçilebilir :))
YanıtlaSilDüzenli yazmaya devam etmeni tebrik ediyorum İlkay :)
Evet Dracula'nın çok eski tarihlerden bu yana çeşitli uyarlamaları yapıldı. Sizin izlediğiniz yapımı ben izlemedim ama her yeni filmde aslında farklı bir bakış açısıyla karaktere bakılıyor. Özellikle de ergenlik yıllarımda bir vampir, iki melekler periler en sık tükettiğim kitaplardaki fantastik yaratıklardı :) Ancak tabi yaş ilerledikçe bu tip çerezlik ve belli kitleye hitap eden kitaplardan koptum. Yine de fantastik yaratıklar oldum olası ilgimi çeker ve Dracula diğer pek çok vampir içerikli yapıtta işlenenden çok daha farklı, aslında gerçek bir karakter ve onu ilk yaratıldığı günden bugüne kadar taşıyıp klasik kılan da bu sanıyorum ki. Dracula korkunç bir yaratık. Pek çok vampir temalı eserde aşk temasıyla karıştırılan vampirlerle alakası yok. Dracula ve aşk teması da yan yana işlendi bazı uyarlamalarda ancak buna rağmen karakterin korkunçluğunun ve insan dışı bir varlık olması durumunun korunması hep en çok sevdiğim olmuştur. Daha karanlık, gotik bir havası var; aslında sevdiğim durum bu, bunu anlatmaya çalışıyordum :)) Her neyse, kitabın da pek çok yayınevinden baskısı var. Ben yine ergenlik yıllarımda pek de bilinmeyen bir yayınevinden bu kitabı okumaya çalışmıştım ama o zaman sanırım biraz da okuduğum baskıdan dolayı kitap zor akmıştı. Bu baskıdan ise 2022 yılında okumuşum ve kitaba bayılmıştım. Hatta Mina en sevdiğim kadın karakterlerden biri :)
Sil